30 Nisan-4 Mayıs 2026 tarihleri arasında, Akdeniz’in en büyüleyici adalarından Malta’da, şövalyelerin izini sürüyoruz. Mdina’nın sessiz sokaklarından Valletta’nın zarafetine, Three Cities’in surlarından Gozo’nun efsanelerine uzanan bu yolculukta, her adımda geçmişin hikâyeleriyle karşılaşıyoruz. Hepimizin çok sevdiği Game of Thrones’un da unutulmaz sahnelerine ev sahipliği yapan bu ada, tarihi dokusu ve sinematik manzaralarıyla bizi çağırıyor.
1.Gün: Türk Şehitliği – Rabat – Mdina – Mosta – Valletta’da Havai Fişek Festivali
12:15’te Malta’ya inişimizin ardından pasaport işlemlerimizi tamamlıyor ve valizlerimizi alıyoruz. İlk durağımız, Osmanlı’nın Akdeniz’deki son izlerinden biri olan Türk Şehitliği. Bu zarif yapı, “Osmanlı’nın Tac Mahal’i” olarak da anılıyor.
Ardından öğle yemeği için Rabat’ta kısa bir mola veriyoruz. Ortaçağ atmosferini hâlâ koruyan dar sokakları ve taş evleriyle şehir, şövalyelerin izlerini bugüne taşıyor.
Sonrasında, Game of Thrones’un ilk sezonunda da karşımıza çıkan Mdina’ya geçiyoruz. “Sessiz Şehir” olarak da anılan Mdina, taş sokakları, renkli kapıları ve St. Paul Katedrali’nin etkileyici siluetiyle zamanın yavaşladığı bir atmosfer sunuyor.
Bir sonraki durağımız, II. Dünya Savaşı sırasında çatısından giren bombanın patlamamasıyla “mucize kilise” olarak tanınan Rotunda of Mosta. Görkemli kubbesiyle Malta halkı için koruyucu bir sembol haline gelmiş.
Akşam saatlerinde arzu eden misafirlerimiz Valletta’ya geçiyor ve gökyüzünü renklendiren Malta Uluslararası Havai Fişek Festivali’ni izliyor. Kale duvarlarının üzerinde patlayan ışıklar şehri aydınlatıyor; ilk günümüz için unutulmaz bir kapanış oluyor.
2.Gün: Birgu – St. Angelo Kalesi – Guardiola Bahçeleri – Marsaxlokk – Blue Grotto – Ħaġar Qim – Dingli Cliffs
Sabah, şövalyelerin adadaki ilk karargâhı olan Birgu sokaklarında bir yürüyüşle güne başlıyoruz. Dar taş sokaklarda yürürken, bir zamanlar Malta’yı Osmanlı kuşatmasından koruyan kahramanların adımlarını takip ediyoruz. Game of Thrones’dan anımsayacağımız sokaklardan geçtikten sonra Denizcilik Müzesi’ni ziyaret ediyor, adanın denizle kurduğu güçlü bağı keşfediyoruz. Daha sonra, “aşılmaz surlarıyla” bilinen St. Angelo Kalesi’ne geçiyoruz; kale, şövalyelerin direnişine sessizce tanıklık etmiş etkileyici bir yapı. Guardiola Bahçeleri’nde Valletta’nın panoramik manzarasını izliyor, bir sonraki gün yakından keşfedeceğimiz şehrin ilk izlenimlerini alıyoruz.
Öğle saatlerinde, renkli luzzu tekneleriyle dolu Marsaxlokk balıkçı kasabasına varıyoruz. Deniz kıyısındaki balık restoranlarında vereceğimiz molada, teknelerin pruvalarındaki gözlerle adanın mistik inançlarını keşfediyoruz.
Sonrasında, ışığın maviyle dans ettiği Blue Grotto’yu yukarıdan izliyor, dileyenlerle mağaralara teknelerle giriyoruz. Öğleden sonra, dünyanın en eski tapınaklarından Ħaġar Qim ve Mnajdra’yı ziyaret ediyoruz. Göbeklitepe keşfedilene kadar bilinen en eski tapınaklar arasında yer alan bu yapılar, Malta’nın binlerce yıllık geçmişine ışık tutuyor.
Günün son durağı Dingli Uçurumları. Akdeniz’in sonsuz maviliğine bakan bu noktada manzaranın tadını çıkarıyoruz.
3.Gün: St. John Katedrali – Upper Barrakka – Grand Master’s Palace – Fort St. Elmo – San Anton Gardens
Sabah, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan başkent Valletta’yı keşfetmek üzere yola çıkıyoruz. Şehre girmeden bizi Triton Çeşmesi karşılıyor. Valletta, taş sokakları, zarif binaları ve canlı meydanlarıyla açık hava müzesini andırıyor. Parlamento Binası, Kraliyet Opera Sahnesi, Jean de Valette heykeli, Auberge de Castille ve Üst Baraka Bahçeleri, şehrin karakterini yansıtan önemli duraklarımız arasında.
İlk olarak St. John Katedrali’ni ziyaret ediyoruz. Dışarıdan sade görünse de iç mekânı altın işlemeler ve zengin detaylarla dolu bu katedral, Barok sanatının en etkileyici örneklerinden biri. Caravaggio’nun başyapıtı Vaftizci Yahya’nın Başının Kesilmesi tablosunu burada görüyoruz.
Katedralin ardından Our Lady of Mount Carmel Bazilikası ve St. Paul Pro-Katedrali’ni dışarıdan görüyoruz. Hemen karşısında, Ned Stark’ın boynunun vurulduğu Manoel Kalesi’ni uzaktan izliyoruz. Ardından Ulusal Kütüphane önünde kısa bir kahve molası veriyoruz. Mola sonrası Üst Baraka Bahçeleri’nde geleneksel top atışını izliyor, öğle yemeği için eski pazar yeri Is-Suq Tal-Belt’e geçiyoruz.
Öğleden sonra Grand Master’s Palace’ı ziyaret ediyoruz. Bir zamanlar Şövalyelerin ikametgahı olan bu görkemli yapı, bugün Malta Cumhurbaşkanlığı binası olarak kullanılıyor. Sarayın içinde yer alan etkileyici cephanelik sergisi ve kabul salonlarını görüyoruz.
Daha sonra Alt Baraka Bahçeleri ve Kuşatma Çanı Anıtı’nda kısa bir yürüyüş yaparak, adanın hem şövalyelerle hem de 2. Dünya Savaşı dönemine dair tarihi bağlarını görüyoruz. Valletta’da son durağımız, Osmanlı donanmasının da tarihinde yer etmiş St. Elmo Kalesi ve Savaş Müzesi.
Akşamüstü, bir zamanlar Büyük Üstad’ın yazlık sarayı, bugün ise Cumhurbaşkanlığı konutu olan San Anton Sarayı ve Bahçeleri‘nde doğayla iç içe kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Game of Thrones’un bazı sahnelerine de ev sahipliği yapan bu bahçelerde, günü dingin bir atmosferle noktalıyoruz.
4.Gün: Citadella – Ta’ Pinu – Salt Pans – Marsalforn – Fontana – Tal Mixta
Sabah feribotla Gozo Adası’na geçiyoruz. Game of Thrones’da Khal Drogo ve Daenerys Targaryen’in düğün sahnelerine ev sahipliği yapan bu ada, başlı başına bir film seti gibi.
İlk durağımız, adanın kalbi sayılan Citadella. Bu tarihi kale, hem şövalyelerin savunma stratejisinin bir örneği hem de adanın binlerce yıllık geçmişine açılan bir kapı. Gran Castello Historic House ve Eski Hapishane’yi ziyaret ederek Gozo’nun tarihine yakından tanıklık ediyoruz.
Sonrasında, mucizevi hikâyeleriyle ünlü Ta’ Pinu Kilisesi’ne gidiyoruz. Yerel halkın dualarının kabul olduğuna inandığı bu bazilika, adanın ruhani merkezlerinden biri.
Ardından Tuz Tavaları’nda doğanın sabrını, Marsalforn’da denizin cömertliğini ve lezzetli yemekleri, Fontana Cottage’da Malta’nın yerel ürünlerini deneyimliyoruz.
Günün sonunda, Tal Mixta Mağarası’ndan Ramla Bay’in kızıl kumsalına bakarken Gozo’nun büyüleyici manzarasıyla baş başa kalıyoruz.
5.Gün: Dönüş Yolculuğu
Sabah erken saatlerde otelimizden ayrılıyor ve 06:00’daki uçağımızla bu büyüleyici adaya veda ediyoruz. Bir sonraki gezimizde buluşmak dileğiyle vedalaşıyoruz.
Ücrete Dahil Hizmetler:
— İstanbul-Malta-İstanbul uçuşları
— Malta’daki havaalanı-otel-havaalanı transferleri
— 3* otelde 4 gece konaklama ve kahvaltı
— 4 gün boyunca yapılacak turlar
— 4 gün boyunca ziyaret edilecek tüm müze ve ören yerlerinin giriş ücretleri
— Klimalı, modern araçlar (misafir sayısına göre minibüs, midibüs veya otobüs)
— Yerel profesyonel rehberlik hizmeti
— Kablosuz kulaklıkla anlatım
— Zorunlu seyahat sigortası
— Seyahat sağlık sigortası
— Havaalanı vergileri
— Şehir vergileri
Ücrete Dahil Olmayan Hizmetler:
— Tüm öğle ve akşam yemekleri
— İçecekler
— Kişisel harcamalar
— Blue Grotto tekne turu ücreti
— Vize ücretleri
— Bahşişler (rehber ve şoför)
Notlar
— Havai Fişek Festivali tarihleri Malta Turizm Bakanlığı tarafından belirlenmekte olup tur tarihine kadar değişiklik gösterebilir. Otelden festivale ulaşım bireysel olarak gerçekleştirilecektir.
— Guardiola Bahçeleri büyük otobüslerle ziyaret için uygun olmadığından, aracın boyutuna göre belirli bir noktadan sonra yürünmesi gerekebilir veya programdan çıkarılabilir.
— Blue Grotto tekne turu hava koşullarına bağlı olarak gerçekleştirilecektir. Tur ücretine dahil değildir.
— Bazı müze ve ören yerleri dışarıdan görülecek olup, içeriyi ziyaret etmek isteyen misafirlerimiz yeterli zaman olması hâlinde ücreti mukabilinde giriş yapabilir.
— Ziyaret noktalarının kapalı olması, olumsuz hava koşulları vb. durumlarda program akışını aksatmamak adına acente ve rehber gerekli revizyonları yapma hakkına sahiptir.
— Malta’ya Schengen vizesi ile seyahat edilmektedir. Vize ücretleri ve işlemleri tur paketine dahil değildir. Talep eden misafirlerimize vize sürecinde destek verilebilir.
Rehber Ümit Aydın Hakkında:
Karadeniz’in enerjisini Akdeniz’in tarihiyle birleştiren Ümit Aydın’ın hikâyesi, Trabzon’dan Malta’ya uzanan bir keşif yolculuğu. Radyo programcılığı ve bankacılık gibi farklı alanlardaki kariyerinin ardından pusulasını seyahat dünyasına çeviren ve Turist Rehberliği eğitimini tamamlayan Aydın, 11 yıldır tutkuyla Malta üzerine çalışıyor. Tarihi, sinemayı ve mizahı bir araya getiren anlatımıyla Malta’yı gezginler için canlı bir deneyime dönüştürüyor. Aynı zamanda TÜRSAB Akademi Müdürü olarak sektöre yönelik eğitim projeleri de yürütüyor ve Malta üzerine iki kitap hazırlıyor. Oğlu Umut’la birlikte çekimlerini yaptığı “Hope On Hope Off” YouTube kanalında ise seyahat ve kültür içerikleri üretmeye devam ediyor.
