1. Gün: BERGAMA – ASKLEPİON

Belirtilen saatlerde İstanbul’daki buluşma noktalarından hareketle 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’nde “Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı” olarak yerini alan Bergama’ya doğru yola çıkıyoruz. Öğle yemeğinin ardından ilk yerleşimin MÖ. IV ve III. bine tarihlendiği Bergama’yı gezmeye başlıyoruz. Bergama Akropolü başka hiçbir kentte göremeyeceğiniz özellikleri ve yapıları içerisinde barındırıyor. Ören yerini ziyaretimizde Pergamon’a özgü bu yapıları görüyor, tarihçelerini ve işlevlerini öğreniyoruz. Bunlar arasında antik dünyanın en dik tiyatrosu en çok bilinenidir. Kentin tarihi ve mimarisinin yanında Arkeoloji Dünyası’nda ve Antik Çağ’da benzersiz bir yere sahip su sistemlerini de yine konunun uzmanı rehberimizden dinliyoruz. Pergamon’un en önemli kült merkezlerinden biri de Kurtarıcı Asklepios’a (Asklepios Soter) adanan Asklepion’dur. Burası İmparator Marcus Aurelius’un bir mektubunda belirttiği üzere; zamanla sadece Pergamonlular’ın değil tüm İmperium Romanum’da şifa arayanlar için en önemli inanç merkezi haline dönüşür. Asklepion’u gezerken ağırlıklı konumuz elbette Antik Çağ’da Tıp olacak. Kutsal alanın en önemli ritüelinin gerçekleştiği mekanları da görerek geceyi geçireceğimiz Rawda Hotel’e gidiyor, kısa bir dinlenmenin ardından akşam yemeğimizi otelimizde alıyoruz.
https://rawdaaltinoluk.com/

2. Gün: ADATEPE – ASSOS – ÇANAKKALE

Kahvaltı sonrası taş evlerin iyi bir durumda günümüze değin ulaştığı, sokaklarını bahçelerden taşan yeşilliklerin süslediği, sıcacık bir atmosfere sahip, adeta cennetten bir köşeye, Adatepe’ye gidiyoruz. Bir kahve içimi serbest zamanın ardından Assos’a geçiyoruz. Platon’un öğrencisi, Büyük İskender’in hocası Aristotales’in de bir dönem yaşadığı ve felsefe okulu kurduğu kent sadece bu yönüyle değil arkeolojik açıdan da sahip olduğu özgün karakteriyle tanınır. Anadolu’nun ilk Dor Tapınağı ziyaretçilere muhteşem bir manzara sunar. Tapınağa ait bazı parçalar sadece Çanakkale ve İstanbul’da değil (maalesef) Amerika (Boston) ve Fransa’daki (Paris) müzelerde de sergilenmektedir. Kentteki andezit taşı antik dönem lahitlerinin et yiyen (sarkophagus) olarak adlandırılmasına yol açmıştır. Hristiyanlığın önemli karakterlerinden Tarsuslu Aziz Pavlus’un ziyaret ettiği Assos bu dini kabul eden ilk Batı Anadolu kentlerinden biri olmuştur. Assos turumuzun ardından Behramkale’nin taşlı sokaklarında ruhumuzu dinlendirecek bir mola veriyoruz. Öğle yemeğinin ardından bu sefer de; ışığın, bilimin, sanatın, uyumun, tıp ve kehanetin, müziğin, dansın, şiirin ve sonsuz gençliğin tanrısı, kusursuz güzelliğe sahip, güneş tanrısı Apollon’un farklı bir yönünü göreceğimiz Smintheion kutsal alanına gidiyoruz. Asya’nın en batısında yer alan Smintheion hakkında ilk yazılı bilgileri Batı Edebiyatı’nın temelini oluşturan Homeros’un İlyada Destanı’nda buluyoruz. Etkileyici ve bir o kadar da şaşırtıcı öyküsünü dinleyip kenti gezdikten sonra geceyi geçirmek üzere Çanakkale Kolin Hotel’e yerleşiyor ve akşam yemeğimizi de otelde alıyoruz.
https://www.kolinhotel.com/

3. Gün: TROİA – PARİON – İSTANBUL

Güne sıra dışı tasarımı ve sergilenen koleksiyonlarla son dönemlerin gözdesi Troya Müzesi ziyaretiyle başlıyoruz. Arkeolojik kavramların açıklamalarının yer aldığı alanda konunun uzmanı rehberimizin açıklamalarının ardından Avrupa’da Yılın Müzesi Ödülü sahibi bu müzeyi layığıyla geziyoruz. Bir sonraki durağımız ise tüm dünyanın adını duyduğu ünlü Troya kenti. Çok sayıda anlatıya, Dünya Sanat Tarihi’nin ölümsüz eserlerine kaynak olan, öyküsü satırlara sığdırılamayacak Troya… Öğle yemeğinin ardından Marmara Denizi kıyılarındaki son dönemlerin bir hayli revaçta kenti Parion’a gidiyoruz. İsminin kökeni konusunda farklı görüşler bulunan Parion için öne sürülen savlardan biri de Güzel Helen’i kaçırıp Troia savaşına neden olan Paris’in kenti olduğudur. Son yıllarda gerçekleşen kazılar kentin önemli yapılarını yeniden gün ışığıyla buluşturmuştur. Antik kentin arka sırtları (Hacılar Koyu) bölgenin en nadide sayfiye yerlerindendir. Sadece antik kenti gezmeyip buralardaki yaşanmışlıkları da çocukluğunu buralarda geçiren rehberimizden dinleyeceğiz. Kemer köyünde kısa bir molanın ardından İstanbul’a doğru yolculuğumuza başlıyor; Corvus Travel’in birbirinden renkli rotalarında yeniden buluşabilmek dileğiyle evlerimize dönüyoruz.

Dahil olan hizmetler

• Rawda Hotel’de 1 gece yarım pansiyon konaklama
• Kolin Hotel’de 1 gece yarım pansiyon konaklama,
• Programda belirtilen mekanlarda alınacak öğle ve akşam yemekleri,
• Uzman Rehberlik,
• Özel tur otobüsü ile ulaşım,
• Zorunlu seyahat sigortası.

Dahil olmayan hizmetler

• Yemeklerde alınan içecekler,
• müze ve ören yeri giriş ücretleri, (*)
• Kişisel harcamalar.

(*) Müze ve ören yeri girişleri için müze kartlarınızı yanınızda getirmeyi unutmayınız.